çakmak ingilizce tercümesi | çakmak ingilizce sözlük anlamı | online tercüme





üniversite kursu ankara

lighter

  • İngilizce





çakmak

  • Türkçe

Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. - isim

Çelik, taş, cam, plastik vb. maddeden yapılmış gaz veya benzinle dolu tutuşturma aleti.

Tabanca veya tüfeklerde bulunan tetik düzeni.

Kuruduğunda kalın kabuk bağlayan kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. - isim, tıp

Vurarak sokup yerleştirmek.

Çivi ile tutturmak.

Kazık çakıp hayvan bağlamak.

Bir şeyi başka bir şeye sürtmek, vurmak veya çarpmak.

Parıldamak, ışık vermek.

Saplamak.

Sezinlemek, anlamak, farkına varmak.

İçki içmek.

Anlamak, bilmek.

Vurmak.

Sınavda başarısız olmak.

Kabul etmeyeceği bir şeyi kurnazlıkla kabul etmesini sağlamak.

 


Örnek Cümle

Nasıl oldu bilmem, eğilip yakarken çakaralmaz çakmak kıvılcım çıkardı.

B. Felek

Çiviyi tahtaya çakmak.

İsa'nın ruhu eğer bugün içinden çıkmış olduğu yere inerek bu sahneyi görseydi, kim bilir patriklerini hangi oduna çakardı.

F. R. Atay

Atı çayıra çakmak.

Bir tanesi altısına yeterken, ben altı kurşunu bir tanesine çakıverdim.

A. Gündüz

Vallahi çaktı mı çakmadı mı anlayamadım. Parasını aldı, tüydü.

S. F. Abasıyanık

Ay, bu kadın İngilizceden de çakıyor mu?

N. Araz

Kalp parayı birisine çakmak.

 




Online Tercümeler size  powerd by google translate  altyapısı ile sunulmaktadır.

 
 


Türkçe


İngilizce



Sorgu

Tercümesi

Dilinden
Diline

volan

flywheel

Kız

Girl

deneme sınavı

trial exam

egemen

dominant

Engelli

Disabled

Boran okula neden gelmedi

Why didn't Boran come to school?

sigaram bitti.

I ran out of cigarettes.

çaresiz

helpless

kemik

bone

İyi arabalar

Good cars

otokrasi

autocracy

paraşüt

parachute

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
tercumesi.com bir nerededir.com sitesidir.